bugün

entry'ler (31)

izmir

Istanbul'un yanina yaklasamaz gozumde ama ilerde orda is bulabilirsem tasinmak istedigim bir yer. (bkz: bulamadı)

istanbul

özlenesi güzel şehir...

insurgent

bir divergent degil ikinci filmle gercekten rezil etmisler guzelim seriyi. Hunger Games'in taklidi gibi bir sey. Tirnagi olamaz o ayri. Bence bosuna gitmeyin sinemada izlemeseniz de olur.

ben bu yazıyı ona yazdım

cok zor biliyor musun? unutmak, hatirlamak, sevmek, sevilmek, karsilik verememek, ya da karsilik alamamak... cok bekledim o gun. bir yandan cok istedim bi sesini duymayi, bir mesajini gormeyi. bir yandan da hic istemedim belki de boylece senden soguyacagimi dusundum. gelmeyince agladim, sinirlendim, cok uzuldum. boylesini beklemiyordum ama ne yalan soyliyim.. bir kez daha mahvettin beni, beynimi allak bullak ettin karmakarisigim su an. bir yanda hala delicesine sevdigim sen, bir yandan da artik yanimda olamayacagin yuzunu bir daha goremeyecegim, tatli dudaklarindan bir daha opemeyecegim gercegi. aci cok aci bir gercek. ama gercek iste. insan inanmak istemiyor. artik alismam lazim sanirim.

hani sana bir mesaj atmistim ya unutamiyorum aklima geliyor yasadiklarimiz kotu oluyorum diye. sense sukret yasadigin guzelliklere demistin. o an dedim bu sogukkanli insan benim bi tanecik duygusal tatli sevgilim olamaz. peki sana bir sorum var madem bitirmeyi koymustun kafana nicin bana devam etsin dedin? biliyorum kotu seyler yasadik hataliydim cok cok cok hem de. ama neden bir sene bekledin? madem en basindan planliyodun neden onca guzel aniyi ekledin benim beynime? sadece git deseydin. o kotu cumleleri kurmasaydin bana belki bu kadar acimicakti canim. senden nefret etmemi istedigini soyledin. ben senden nefret edemem ki...

ben hala inanamiyorum bittigine yapamiyorum olmuyor. seviyorum cok seviyorum. zamanla gecer diye umuyorum, bekliyorum gecmesini. ama gececeginden emin degilim belki de bos yere bekliyorum.

26 temmuzda orada olucam. belki de seni bir kerecik daha olsun gorebilmek icin. yasadigim yasattigin yasanan her sey cok guzeldi, cok ozeldi. kotu anilarimiz var ya o kotu anilari bile ozluyorum. keske yanimda olsa da bagirsa kizsa diyorum. dolaplari yumruklasa ben sarilsam ona opsem gecse her sey diyorum. ya da gecmese ama yine de yanimda olsa. hani iki ay boyunca aramiz cok kotuydu ya o olaydan sonra iste yine oyle olsa ama yanimda olsa diyorum. sacma biliyorum. bogazim hala dugum dugum. gecmicek mi?

seni gordugum ilk gun... ne guzeldi di mi? cok ozluyorum oralari. belki de bir daha hic goremicem o sehri. inan bana su an yanimda olsan benimle olsan hic bir yaptigim hatayi tekrarlamam. seninle ilgili dusuncelerim var ya yanlis olan. iste onlar aslinda seni kafamda buyutmemek icin dusunduklerim. cok sevmisim ben seni. agzimdan cikan her kelimenin arkasinda bir 'sen' var. hareketlerim bile senin hareketlerin bazen. nasil kapilmisim bu sevgiye, bu iliskiye. eksik hissediyorum kendimi cok eksik. gecer mi dersin?

tesekkur ederim. her sey icin yasattigin butun guzellikler ve seninle yasadigim butun kotu olaylar icin. anlayisli oldugun, sinirli oldugun, uzgun oldugun, kizgin oldugun vakitler icin

ve dogum gunumu kutladigin icin.

persepolis

bu film hakkinda yazilmasi gereken binlerce sey var.

gercekten mukemmel bir film. her turkiye cumhuriyeti vatandasi izlemeli, gercekleri gormeli, ulkesiyle iran in yasadiklarini bagdastirmali

ve turkiye yi ilerde nelerin bekledigini anlamali, oy kullanirken bir daha, bir daha dusunmeli.

dogdugun buyudugun topraklari terk etmek zorunda kalmak, ailenden ayrilmak -isteyerek degil mecburiyetten-..

iste en zoru bu olmali..

mutlaka izleyin.

iki dil bir bavul

bir cok sahnesini gozlerim dolarak izledigim ve cok begendigim bir film. gayet samimi bir anlatimi var.

belgesel tadinda olmasina ragmen izlerken seyirciyi sıkmayan bir film.

tavsiye ederim.

monopoly de para çalan adam

yenilmeyi hazmedemeyen adamdir.

sevgiliden ayrıldıktan sonraki bir dakika

genellikle ayrildiginiza, kirici sozlerin soylendigine inanmadiginiz bir dakikadir. hayal meyal hatirlanir.
ama o bir dakikadan sonra suratina buz gibi carpar aci gercekler.
bittigini bi kac gun sonra tam olarak algilayabilirsiniz ya da kabullenebilirsiniz.

associate

verb olarak kullanildiginda bagdastirmak.

söylenmesi zevk veren ingilizce kelimeler

(bkz: associate)
(bkz: exactly)
(bkz: approximately)
bir de "I mean" var o da konusurken insanlarin akici konustugunu dusunmelereni sagladigi icin baya hosuma gidiyor.

sözlük yazarlarının itirafları

insan beyni ne kadar da ilginc. biten bir iliskinin ardindan cekilen acinin geceleri daha da cogalmasi ne kadar garip.
insan kendini yalniz hissediyor diye herhalde. gerci burda daha saat 9.30 ama yine de yavastan artmaya basladigini hissedebiliyorum.

ayriliktan sonra hatirlananlar iyi anilar. arkadaslara anlatilanlar hep karsidakinin kirici sozleri, yaptigi hatalar. her ne kadar ben iliskimiz boyunca hic hata yapmadim dese de kendisi.. -en en buyuk yalan da budur soylenebilecek- eger hatalari olmasaydi beni teselli edecek insanlara ne anlatirdim? koca bir hic.

egoist insanlardan nefret eden ve kendisinin egoist oldugunu anlayamayan yok anlayamayan demiyim kendisine bile itiraf edemeyen biriyle iki sene gecirmek zordu.. bitti. kotu mu oldu? hayir. iyi mi oldu? bilmiyorum onu zaman gosterecek. canim aciyor mu? evet hem de cok. peki neden? hepsi o yasanan guzel anilarin sucu. peki pisman miyim o gecen iki sene icin? hayir. yine olsa yine yasamak isterim.

amerika

gelen insanlarin kendini kaybettigi ne oldum ben dedigi aslinda pek de matah olmayan ulke. ozgurlugun ulkesiymis. sacmalik! ozgurluk kendin gibi olmamaksa birakin ben ozgur olmiyim.

turkiye gibisi var mi dedirten ulke.

sokaktaki insanlarin sahte bir mutluluk sactigi ulke. ya bi insan her gecene abartili bir sekilde gulumseyerek hi! diyebilir mi? iste o biraz hayir biraz degil baya sahte oluyor.

iyi yonleri de yok degil tabi mesela benzin fiyatlari. adamlar somurdukleri ulkelerin petrolunu ucuz otesi bir sekilde satiyorlar ne kadar iyi denebilirse iste vatandaslara iyi, somurulen ulkelere yazik.

birbirinden salak insanlarin oldugu ulke: mesela $30.20 olsun hesap sen 40 dollar 20 cent verince adamin kafasi karisiyor, hesap yapamiyor, sana 10 dollar para ustu verecegini algilayamiyor.

gercekten algilamada gucluk ceken insanlari barindiran bir ulke. loop diyeceksin luup diye okunuyor adamlar ordaki u yu uuuuuuu diye uzatmadan soyleyince algilayamiyorlar.

aslinda bir millet bile degil zamaninda buraya goc etmis avrupali ve afrikali insan topluluklarindan olusan bir ulke. bir millet olmamasina ragmen kendi ulkesini cok seven ve kendilerini tam bir millet olarak goren milliyetci yaklasimlari insani gulduruyor.

en iyi ozelligi turkiye de gercekten hic gorulmeyen bir ozellik kendi vatandaslarina deger vermesi.

evet itiraf ediyorum sıkıldım burdan!

uzaktaki sevgili

özlemini gidermek birbirini görmek için skype dan konuşulan sevgilidir. ama bilinmez ki aslnda o skype konuşmaları daha da cok özletir.

samsun denince akla gelenler

(bkz: mustafa kemal atatürk)
(bkz: milli mücadele)
ve tatli mi tatli bir sevgili.

asgari ücreti beğenmeyen bu ülkeden çeksin gitsin

asgari ucretin 700 lira oldugu bir ulkede gayet normal olan bir durumdur begenmemek. polislere alacak mini cooper imiz var milletvekillerinin yanlarindaki her birine 10 adet korumaya ve en lukslerinden makam arabalarina verecek paramiz var. emekli milletvekiline 7000 tl verecek paramiz var. daha sayamadigim bir cok seye verecek paramiz var. peki ben anlamiyorum neden biz bu kadar zengin gibi gorunen bir ulkeyken calisanlarimizin cogunu 700 tl maasla aile gecindirmek yani gecindirememek zorunda birakiyoruz!?? bu basligi acan yazarimizin asgari ucrete muhtac olmadigi asikardir. fakat neyin ne olacagi belli olmaz. bakarsin bir anda sen de asgari ucretle gecinmek zorunda kalirsin. o zaman ac bu basligi acabiliyorsan.

sözlük yazarlarının özlediği şeyler

atari oyunları.

recep tayyip erdoğan

kendi cikarlari icin ulkesini ve vatandaslarini hice sayan, dini kullanarak zavalli ulkemin cahil ve yari cahil vatandaslarini yandas olarak yanina cekmeye calisan ve bunu da gayet basarili bir sekilde yapan turkiyemin "sayin" basbakanidir. bircok sacma sapan projelerle yeniden basa gelmistir ve bunlardan birini de gerceklestirmek icin baya bir cabalamaktadir. kendisinin ve akrabalarinin satin aldigi yesil arazileri degerlendirmek icin bir proje ortaya cikarmistir. (bkz: istanbul a ucuncu kopru yapma fikri) istanbul'un butun kilit yollarinda ayni anda calisma baslatarak ucuncu koprunun gercekten gerekli oldugunu halkimiza gostermeye calismaktadir. bu da tabiki bir cok sıkıntıya neden olmaktadir. mesela dun bir saatlik yolu tam uc bucuk saatte geldim "sayın" basbakanimiz recep tayyip erdogan beyefendi (hazretleri) yuzunden. bence fazla soze gerek yok okuyan, gormek isteyen her insan anlar ulkemize neler yapilmaya calisildigini. uyan turkiyem!

gecenin şarkısı

iron maiden - dance of death.

http://www.youtube.com/watch?v=lsg_7p_odlo

sibeeel

(bkz: sibel uremesin) boyle insanlarin ureyip de kendisi gibi cocuklar yetistirmemesi turkiye icin daha iyi olur.

annenin mükemmel bir varlık olması

hayattaki en yakin arkadastir anne. ne hata yaparsan yap kizar sover ama yine de bagrina basar seni. affedemeyecegi sey yoktur. anne yuregi diye bosuna dememisler.